OpenCampus çalışkan bilim insanları, mühendisler ve tasarımcıların, bilim, liyakat, özgürlük ve dürüstlük ilkelerinde birleşerek, bilime ve topluma fayda sunmak için ortaklaştığı, ürettikleri değerleri katkıları ölçüsünde paylaştıkları;
Bilimsel, teknik araştırma ve çalışmalar için gerekli temel kaynakları ve motivasyonu sunan, disiplinler arası işbirliklerine imkan veren, eşitlikçi, hemzemin (common ground) bir üretim alanıdır.
Manifesto
Akademiler, dayatmalar ve kısa vadeli fayda beklentileri nedeniyle, her geçen gün tarihsel ve evrensel anlamını kaybediyor.
Bugün, özgür, bağımsız, demokratik, holakratik*, işbirliğine ve üretime dönük; toplumsal ve akademik çürümenin ürettiği kültürü dışarıda tutacak “akademik sosyalizasyon* alanlarına” daha çok ihtiyaç var.
Akademinin gerçekte nasıl bir yer olduğunu ve evrensel kültürünü hatırlatmak artık bir zorunluluk. Birlikte, meraklı ve çalışkan her yaştan insanın önündeki bariyerleri kaldırarak, akademiyi işbirliği ile yaşatabiliriz.
İnsanlık tarihi gösteriyor ki; küçük ve başarılı modeller yaygınlaşırsa normlar oluşur, başka kişileri ve kurumları da etkiler. Etki çoğalır.
Tarihin bazı dönemlerinde, ortak akıl ve evrensel değerler unutulur; önemli meseleler önemsizleşir, önemsiz meselelerin gürültüsü hakikati bastırır, olağan şeyler ütopyalaşır.
Bu gürültüde iyi fikirler, güzel sesler ve bunları üreten tutkulu insanların hevesi “sönümlenir ve kaybolur”.
Yaratıcı ve meraklı insanların, bazen sessizliğe, bazen de kendi fikirlerine ve seslerine katkı yapacak insanlara ihtiyacı vardır.
Yaratıcı, meraklı ve tutkulu insanlar özgür bir ortamda bir araya geldiğinde, merak çoğalır, fikirler berraklaşır ve sesler güzelleşir.
Binlerce yıldır akademiler, farklı seslerin, fikirlerin ve insanların buluştuğu yer olmuştur.
Bizler, açık bilim, açık veri, açık kaynak, yeni nesil kooperatifçilik, toplumsal kalkınma ve ilerlemeye inanan insanlar olarak, OpenCampus’ü bir Kooperatif Akademi olarak yeniden inşa ediyoruz.
Bize İlham Verenler
OpenCampus Kooperatif Akademi ile günümüz ve geleceğin dünyası için düşünülmüş ve Türkiye’de bilim ve aydınlanmaya hizmet edecek kolektif bir model oluşturma çabamızda, bilim ve teknoloji, aydınlanma, ilerleme ve kalkınma üzerine düşünen pek çok deneyim, model ve yaklaşımdan ilham alıyoruz:
Sokrates ve devamındaki “Küçük Sokratik Okullar”ı, Stoacılar’ı
Ansiklopedistler ve aydınlanmacı düşünürler, Darwin’in Lunar Society of Birmingham’ı,
Modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş, ilerleme ve kalkınma felsefesi, köy enstitüleri, öğretmen okulları, ODTÜ’nün ve Türkiye Akademisinin tarihi “mirası”,
Abraham Flexner öncülüğünde kurulan IAS (İleri Araştırmalar Enstitüsü), Frankfurt Okulu, Stanford D’School, CalTech,
Xerox İnnovation Lab, Linux ve Özgür Yazılım Hareketi, Mondragon Üniversitesi,
Lambda School, H-Farm, BootCamp’ler, Hacker Toplulukları, Hakim Bey’in T.A.Z’ı gibi taksonomik ve kronolojik olarak burada sayamadığımız pek çok deneyimden ilham alıyoruz.

Sokrates “öğrencileriyle” bir ağacın gölgesinde. Akademi bazen bir zeytin ağacının gölgesidir.